BlueAteSS
  Orhan KEMAL
 

15 Eylül 1914’te Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğdu. 2 Haziran 1970’te yaşamını yitirdi. Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi öykü ve roman yazarı. Asıl ismi Mehmet Raşit Öğütçü. İlk Büyük Millet Meclisi’nde Kastamonu Mebusu olan ve seçildiği Adalet Bakanlığı’ndan 3 gün sonra istifa ettirilip nerdeyse tüm İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanan Abdülkadir Kemali Bey’in oğlu. Babasının, 1930’da Ahrar Fırkası’nı kurmak ve gazete çıkarmak yüzünden öldürülme korkusuyla Suriye’ye geçmesi üzerine, ortaokul son sınıfta öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Bir süre Suriye ve Lübnan’da yaşadı. 1932’de Adana’ya döndü. İşçilik, dokumacılık, ambar memurluğu, katiplik yaptı. 1939’da ilk şiirlerini de yazdığı askerliği esnasında, komünizm propagandası yapmak suçlamasıyla 5 yıl hapse mahkum oldu. Kayseri, Adana ve Bursa cezaevlerinde yattı. Bursa Cezaevi’nde Nâzım Hikmet‘le tanışması yaşamının ve yazarlığının dönüm noktası oldu. 1943’te salıverildikten sonra Adana’ya döndü. Amelelik, sebze nakliyeciliği, Adana Verem Savaş Derneği’nde katiplik yaptı. 1950’de İstanbul’a yerleşti, hayatını yazılarıyla kazandı. 1966’da bir lokantadaki konuşmasında komünizm propagandası yaptığı suçlamasıyla yargılandı, beraat etti. Yaşamının son döneminde Bulgaristan ve Romanya Yazarlar Birliği’nin davetlisi olarak, daha çok da tedavi amacıyla Soyfa’ya gitti. 2 Haziran 1970’te Sofya’da tedavi edildiği hastanede beyin kanamasından öldü. İstanbul’da Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Hece ölçüsüorhan kemalyle Kayseri Cezaevi’nden yazıp gönderdiği ilk şiiri “Duvarlar” 1939’da Yedigün dergisinde “Reşad Kemal” imzasıyla yayınlandı. “Raşid Kemali” takma adıyla yazdığı şiirler Yedigün ve Yeni Mecmua’da çıktı. İlk romanı “Babaevi”nin bir bölümünü oluşturan “Balık” öyküsü, Yeni Edebiyat dergisinde 1940’ta yayınlandı. Bundan sonra çalışmalarını öyküde yoğunlaştırdı. “Orhan Kemal” adını ilk kez 1942’de “Yürüyüş” dergisinde yayınlanan şiir veöykülerinde kullandı. Öyküleri, Varlık, Seçilmiş Hikayeler, Yeditepe başta olmak üzere dönemin tüm dergilerinde yer aldı. Gazetelere tefrika romanlar ve film senaryoları yazdı. Geçimini sağlamak, para kazanmak amacıyla durmadan yazdı. “72. Koğuş, Murtaza, Eskici ve Oğulları, Kardeş Payı” adlı eserleri tiyatroya uyarlandı. Doğrudan oyun olarak 1964’te yazdığı tek eseri “İspinozlar”, “Yalova Kaymakamı” adıyla sahnelendi. Öykü ve romanlarında günlük yaşamın değişik yönlerini işledi. Kahramanlarını çoğunlukla sömürülen, yoksul insanlardan seçti. Bu insanların yaşamlarını, sorunlarını, iç dünyalarını yansıtırken kinsiz, sevecen, umutlu bir yaklaşım benimsedi. “Babaevi”nde çocukluk yıllarını, “Avare Yıllar”da gençliğini anlattı. Eserlerinin hemen hepsinde toplumsal yapıdaki çelişkileri ustaca vurguladı. Güçlü gözlem gücüyle, özgün ve yalın anlatımıyla hâlâ çok okunan ve sevilen eserler yarattı. Eselerinde hızlı bir olay akışı ve devingenliğin yanısıra “diyaloglara” ağırlık verdiği dikkat çeker. Sanatının olgun döneminde daha çok Adana yöresindeki toprak ve fabrika işçilerini konu aldı. Çukurova’nın toplumsal ekonomik yapısındaki değişimin yöre halkı üzerindeki etkilerini inceledi. Ailesi 1971’den itibaren adına “Orhan Kemal Roman Armağanı” vermeye başladı.

ESKİCİ VE OĞULLARI 

Trablus’ta düşmana karşı koyarken bacağının birini kaybeden roman kahramanı, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra eskicilik yapmaya başlar. İşleri iyi giden eskici belli bir zaman sonra bu işten sıkılır. Çukurova’nın köylerinden birine 2 oğlu ile yerleşir. Bu köy son derece zengindir. Eskici burada demir araçları tamirciliği ile geçimini sağlar, işleri çok iyi gider. Ancak 2. Dünya Savaşı bitiminde modern  traktörlerin gelmeye başlaması ile Topal’ın işleri de bozulmaya başlar. Amerikan traktörlerine malup olan  Topal, köyden göçüp şehre yerleşir. Şehir oldukça hızlı bir biçimde gelişmektedir. Topal, ilk mesleği olan eskiciliğe tekrar döner. 2 oğlu ile eskici dükkanında işe başlar.

Babası ile geçinemeyen büyük oğul Mehmet, pamuk toplamaya karar verir. Küçük oğul da ağabeyinin bu kararına katılır.
Eskiciliğin sona erdiğini fark eden Topal, toptancılık yapmaya karar verir. Ancak yeterli arası yoktur. Bu sebeple oğulları ile beraber pamuk toplamaya gitmeye kararlaştırırlar. 9 kişilik aile yola düşer. Pamuk toplamaya başlarlar; ancak bir süre sonra tüm aile sıtma hastalığına yakalanır. Topal, karısı ve kızı ile  şehre döner. Oğulları sıtmaya dayanır ve pamuk toplamayı sürdürürler. Ancak fazla pamuk toplayamazlar. Toplanan pamuk, verilen avansın yarısını karşılar. Bu nedenle borçlanırlar. Bu borcu nasıl ödeyeceklerini düşünürler. Kente aileleriyle birlikte hasta, bitik halde geri dönerler. Topal, çocuklarının durumuna acır. Eskici dükkânını devredip borçlarınıöderler. Şimdi hiçbir şeyleri yoktur.

 
  Bugün 16717 ziyaretçi buradaydı!!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol